Bu aralar blogumu yine öksüz bıraktım ve kaçıp taaa istanbul'a gittim.Telafi için de uzun bi yazı oldu bu.Oda arkadaşlarımdan Z. evleneli neredeyse 1 yıl oldu ama daha evine gidememiştik.Bi de üstüne diğer oda arkadaşım B. yurtdışına gidecek olunca toplu bir ziyart yapalım hem de B. için veda olur diye düşündük.Çok güzzel bir haftasonuydu.Ama ben bu kadarla yetinmedim tabii tatili uzattım ve cumaya kadar daha kaldım.Canım arkadaşım sağolsun benimle gezmekten tatil yapamadı bile.şansımızdan tesadüfen keşfedip gittiğimiz her yer çok güzel çıktı, sanırım benden sonra da giderler.Beni de hatırlayım tamam mı?Bu arada tatilde yeri geldiğinde disiplininden dolayı "Führer" diye takıldığımız Z o kadar güzel planlar yapmış ki eşi dahil tam 7 kişilik gruptan herkesin zevkine göre bir şeyler planlamış ona ne kadar teşekkür etsek azdır.Acaba ilerde restoran işinden vazgeçip organizasyon işlerine mi girse?:))
Cumartesi önce evde hepbirlikte kahvaltı.En sevdiğimiz ve bir araya geldiğimizde fix menü patatesli omlet.Sonra Kapalı çarşı turu.E bir günde bitecek gibi değil zaten.Ordan Sultanahmet tarafına geçtik.Bi grup Yerebatan Sarnıcına, bi grup da Ayasofya'ya geçti.Ben Ayasofya'ya gittim ve hayran kaldım.Gezi boyunca en az 5 kere söyledim yine söylüyorum(Z'cim senin için geliyor) eskiden Ayasofya'nın tavanına bakan hristyanlar 4 melek tarafından taşınıyor gibi görünen kubbe karşısında göz yaşlarını tutamazlarmış.Akşam önce Taksim sonra Abbas'ta yemek.Mezeler o kadar güzeldi ki balığa pek yer kalmadı valla.En son da Balans.Grup çok güzel çalıyordu ama biz yorgunluktan sonuna kadar kalamadık.
Pazar sabah Moda sahilinde brunch keyfi yaptık ve sahilde yürürken ayrı geçen zamanların dedikodularını yaptık.Sonra Kanyon'da donrdurma yedik.Haagen Dazs limonlu sorbet süper ama tüm o kurabiyeli brownie'li şeyleri de tavsiye ederim.En son da Via Port'a gittik, ben pek dolaşmadım çünkü daha vaktim vardı.Ama akşam herkesi yollayınca üzüldüm.2 gün yetmez tabii bize:)
Pazartesi Taksim'e gittik.Canım arkadaşımı Lush'a götürdüm, ilk ürününü aldı, bakalım şimdilik memnun.Sonra La Vita'dan minik kekler aldık malum pasaj turu yorar insanı.Sonra da daldık Terkos Pasajı'na.E doğal olarak bi süre kendimizi kaybettik. Akşam oda arkadaşımız E. ile buluşup yemek yedik, kahveleri de Galatasaray Lisesi'nin karşında Jübile'de içtik.Manzara tabiiki süperdi.Ama sessiz sakin kafeyi de çok beğendim.
Salı günü İstinye Park'a gittik. Akşama kadar çıkamadık.Öğle yemeğini orda Mira-İst diye bi restoranda yedik ve bayıldık.Hele yemekten önce gelen o sıcacık ekmekler ve fesleğenli tereyağı muhteşemdi.Makarnaları da çok güzeldi.Benim gibi " sebzeleri çıkarıp onun yerine mantar koysanız" diyen huysuzları bile mutlu ettiler:) İstinye Park'ta Z'cim ilk mac ürününü aldı:)hem de far değil ruj değil bir lustre drop.Mineral farlardan da bi tane seçtik sıra onda."Ben direkt advanced seviyeden başladım" diye çok sevindi:)))Güle güle kullansın valla çok yakıştı.Sonra da Kanyon'a geçtik ama yorgunluktan hiç gezemedik.Ben avm'lerin ikisini oldukça beğendim hele de Ankara'nın karanlık avm'lerinden sonra bu aydınlık ışıl ışıl yerler çok güzeldi.Kanyon'da Ice Age'i izledik 3-d olarak.Çok güzeldi.Benim favorim hala ilk film ama 3 boyutlu izlemek harikaydı tabii.
Çarşamba günü evde kaldık çünkü çok yorulmuştuk ve akşam E. yemeğe geliyor diye hazırlık falan yaptık.Via Port'ta dolaştık.Gündüz de yağmura rağmen havuza gittik biraz yüzüp eğlendik.Akşam güzel bi yemek yedik sonra Z bize Sertab Erener kürü uyguladı.Dostlarla, güzel şarkılarla, keyifle yemek yemek cennetten çalınmış bi zaman olmalı herhalde.
Perşembe günü İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne gittik.Harikaydı.Büyük İskender heykellerinden bazılarında gözüm kaldı.Ama tüm müzeyi gezemedik en son katı bıraktık.Zaten diğer katlar 4 saat kadar sürdü.Ordan Gülhane Parkı'na geçtik.Akşam da Galata Köprüsü'nün altında balık ekmek keyfi yaptık.
Cuma günü de bu mutlu insan Ankara'ya geri döndü.Çünküüü Ankara'da yalnız kaldığını iddia eden sevgilisi çok sıkılmıştı ve doğum günü yaklaştığı için "gel artık" diye tutturmaya başlamıştı.Neyse İstanbul anılarım şimdilik böyle.Fotoğraflar ve aldığım ciciler sonraki postlara kaldı artık.
Not1: Ben her şeye şaşıran, her şeyi beğenen hatta her gördüğü martıya bile alışamayıp "aaa martı geçiyo" diyen şapşal modundaydım.
Not2:Z'e de dediğim gibi ben bu şekilde 2 kere daha gelirsem tası tarağı toplayıp istanbul'a yerleşmeye kalkabilirim.Ama şu trafik yok mu:((
4 yorum:
benim için de aynı şey geçerli :D
istanbul'a resmen aşığım ama ankarada yaşıyorum :(
Bir dahaki tura beni de ekle ama :)))
ebvatacım ben de çok istiyorum hatta belki llorona da bize katılır çok eğleniriz.
ayyy canım benim ne güzel eğlenmişsinn:))
çok yoğun bi program olmuş süper olmuş, bende not alıyıım:)
sertab erener diyince kalbim attı, yıllardır kaçırıyorum hep nerde konser veriyosa orda olmuyorum ben :( gerçi bu yaz bi tane kaçırdım çok üzgünüm.
bu arada Ankara'dan gidince bende odamda kahkaha atar gibi uçuşan martılara çok şaşırıyorum, duygulanıyorum, bak Ankara'dan gelen biliyomuş demekki :D annemler gülüyo benim martılara duygulanmama.
yaz okulundan sonra bidaha gel :(. ozaman ebvatacım da olur, süper olurrr:**
bide arkadaşının far diil ruj diil lustre drop almasına çok güldüm. ben far almıştm. ama onun yanında paint pot fırça fln da almıştım. ilkinde sağlam başlamıştm seval mua saolsun :D
evine hoşgeldinnn canım benimm:D
iyi olcak bahaneyle de görüşücez.
ayrıca çok teşekkür ederim ebvatacımın blogunda yazdığın güzel sözlerin içinn :*** bende seni çok özledim :(
Yorum Gönder